BEHİCE BORAN
BEHİCE BORAN'I ANIYORUZ


Behice Boran'nın ölümünün 21. yılında O’nu sevgi ve güzellikle anıyor, bütün içtenliğimizle bağrımıza basıyoruz. O, En son gözaltına alındığında 70 yaşındaydı. 77 yaşındayken sürgünde öldü. Çok özel bir insandı, Türkiye'de bir partiye genel başkan olan ilk kadındır. Üstelik yalnızca bir başkan değil aynı zaman da bir fikir kadını ve bir liderdi de...

Kısaca yaşam öyküsüne değinirsek; şunları söyleyebiliriz.

1948 yılında siyasi görüşleri nedeniyle Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ndeki görevinden uzaklaştırılmıştır.

1950 yılında Türk Barışseverler Cemiyeti kurucu üyeleri arasında yer aldı ve cemiyetin başkanı oldu. Kore'ye asker gönderilmesine karşı çıkan bir telgrafı Meclise göndermesi ve aynı konuyla ilgili bildiri dağıtması nedeniyle bir grup arkadaşı ile birlikte tutuklandı.

On beş ay hapis cezasına çarptırıldı. 1953'de tekrar tutuklandı, 1954'de tahliye oldu. 1962 yılında Türkiye İşçi Partisi'ne giren Boran, 1965 seçimlerinde Urfa milletvekili olarak Meclis'e girdi.

Birkaç dönem Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’yi temsil etti. Behice Boran, parti içerisinde Genel Başkan Mehmet Ali Aybar’a karşı tavır aldı. Parti içi tartışmalarda aktif rol alan Behice Boran, 1970 yılında Türkiye İşçi Partisi'nin genel başkanı oldu. 12 Mart’dan sonra tutuklanarak 15 yıl hüküm giydi. 1974’de af yasasında yapılan düzenleme ile serbest bırakıldı. 1971 askeri müdahalesiyle kapatılan Türkiye İşçi Partisi'ni, arkadaşlarıyla birlikte 1 Mayıs 1975'de yeniden kurarak genel başkan oldu.

12 Eylül 1980 darbesiyle TİP yeniden kapatıldı, Behice Boran da kısa bir gözaltından sonra yurtdışına çıktı.

Haziran 1981'de yurda dön çağrısına uymadığı gerekçesiyle Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Yurtdışında çeşitli çabalar içerisinde olduysa da, TİP’i parçalanma ve dağılmaktan kurtaramadı. Yurtdışında TKP ile TİP’in birleşmesi çalışmalarında da yer alan Boran, iki partinin yetkili kurullarının birleşme kararını açıklamalarından iki gün sonra öldü. (1987) Boran’ın cenazesi Türkiye’ye getirildi ve TBMM’de düzenlenen bir törenle toprağa verildi. Boran öldüğünde yetmiş yedi yaşındaydı. 1980 yılından beri siyasi mülteci olarak Belçika'da bulunuyordu.

Marks'la ilk tanışma

Amerika'da öğrenciliği sırasında, bir arkadaşıyla coca cola içerken yaptığı bir sohbet hayatının dönüm noktası oldu.

Yakın dostu Çetin Altan, şöyle anlatıyor.

"Sosyoloji öğreniminin derinliklerine indikçe, çeşitli yaklaşım ve yorumların büyük ölçüde varsayımlara dayanan mantığı kendisini rahatsız ediyordu. Böyle bir bilim dalının daha tutarlı bir temele dayanması gerektiğini düşünüyordu. Bir öğle tatilinde yine sınıfın çalışkanlarından bir gençle kafeteryada Coca Cola içerlerken ona sosyolojide gözüne çarpan bu tutarsızlıktan söz etmişti. Ve Amerikalı genç kendisine ilk kez Marks'tan söz etmişti. Marks'ın yapıtlarına karşı merakı böyle uyanmış ve Marks'ın görüşlerini öğrendikçe, sosyoloji teorilerinde kafasına takılan boşluklar, yeni bir boyutta tutarlı bir zincir oluşturmaya başlamıştı. Boran'ın yaşamındaki bu dönemeç noktasını kendisiyle başbaşa gün ışıyıncaya kadar konuştuğumuz çok oldu."

Bu dönemeç ona pekçok şey yaşattı.

"Bu kadar da olmaz"

1971'de tutuklu bulunduğu cezaevinden yakın dostu ve avukatı Necla Fertan'a yazdığı mektupta şöyle diyordu Behice Boran:

"Üzülmekten çok şaşırıyorum, bunca sorunun biraraya gelmesine. Bir romanda okusam, bu kadar da olmaz derim, melodrama kaçmışlar biraz derim. 64 yaşından sonra kolları sıvayacağım demek. Ama düşünüyorum da, ömrüm boyu kolları sıvamaktan öteye gidemedim gibi geliyor. Başlanıp geliştirilip, tamamlanmış bitirilmiş bir şey yok. Yarım kalmış hep. Meslek hayatım öyle, politik hayatım öyle, aile hayatım öyle. Hep bir yerde darbe yemiş, yarım kalmış. Bunun farkında değildim, hiç düşünmemiştim. Şimdi yazarken yaptım bu tespiti."

Bu arada tek oğlunu dahi cezaevinde dünyaya getirmişti.

Hayatlara bakarak karar vermek

Her şeyi yarım kalmış gibi hissetse de, seçtiği yoldan hiçbir zaman pişmanlık duymamış, yakınmadan bedel ödemiş, kararlı, mücadeleci bir kadındı o.

İlk kadın parti başkanı, parti başkanı olmaktan da öte, bir liderdi.

İnandığı gibi yaşadı.

BAĞIMSIZLIK DEMOKRASİ SOSYALİZM MÜCADELESİNİN YILMAZ SAVAŞÇISI
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ(TİP) GENEL BAŞKANI,
TÜRKİYE BİRLEŞİK KOMÜNİST PARTİSİ ONURSAL BAŞKANI VE
TÜRKİYE BARIŞ HARETİNİN ÖNDERLERİNDEN
BEHİCE BORAN'I ÖLÜMÜNÜN 21.YILINDA(10. EKİM.1987) SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ.
Behice Boran, tıpkı adına uygun olarak yaşadı. Egemen güçlere karşı verilen savaşımda boran gibi bir tutum alarak yaşamının hiçbir döneminde ödün vermedi. Onu 1 Mayıs gösterilerinde sokağa çıkma yasağına karşın İstanbul sokaklarında karşılarında gören güvenlik güçleri şaşırsa da O hiçbir zaman şaşırmadı. Çünkü ne yaptığını biliyordu, öylesine de kararlıydı. İşçi sınıfının yiğit bir evladı olarak en zor koşullarda bile savaşımdan vazgeçmedi. Yılmadan kararlıca savaşımını sürdürdü. Kendisine doktoru tarafından hiçbir toplantıya katılmaması yoksa yaşamının tehlikeye gireceği söylenmesine karşın O bu yolda yürüdü. Gerçekten de doktorunun dediği gibi gözlerini yaşama yumdu.
 
 
PayLAski Resim
 
 
 
Bugün 16 ziyaretçi (25 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol